ATATÜRK KÖŞESİ

ATATÜRK KÖŞESİ

 

28.12.2022 135

ATATÜRK´ÜN HAYATI

Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi´ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım´dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın´dan Makedonya´ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selanik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf kâtipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım´la evlendi. Atatürk sarışın mavi gözlüydü. Annesi: " Onu erbain soğuklarında doğurdum" derdi. Bu yüzden doğum günü kesin olarak bulunamadı, ancak bazı araştırıcılara göre bu tarih 12 Marttır. 7 yaşına kadar Selanik'te kaldı. Annesinin isteğiyle önce mahalle okulunda okudu; sonra yeni usulle eğitim yapan Şemsi Efendi okuluna geçti. Fakat babası ölünce annesi ile beraber dayısının köylerine gittiler. Bir süre okuldan uzak kaldı. Okumak istiyordu. Selanik'te bulunan teyzesinin evine gitti; Mülkiye Rüştiyesine girdi. Atatürk bu okulda keskin zekâsı, yüksek yeteneğiyle derhal kendini gösterdi. Özellikle matematikte çok üstündü. Bu öğretmenlerinin dahi dikkatini çekti.

Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye´ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi´sini bitirip, İstanbul´da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi´ne devam etti. 11 Ocak 1905´te yüzbaşı rütbesiyle Akademi´yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam´da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907´de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır´a III. Ordu´ya atandı. 19 Nisan 1909´da İstanbul´a giren Hareket Ordusu´nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa´ya gönderildi. Picardie Manevraları´na katıldı. 1911 yılında İstanbul´da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.

1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911´de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912´de Derne Komutanlığına getirildi.

Ekim 1912´de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne´nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915´te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ´da görevlendirildi.

1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı´nda, Mustafa Kemal Çanakkale´de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti.

Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'ndan sonra 1916´da Edirne ve Diyarbakır´da görev aldı. 1 Nisan 1916´da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis´in geri alınmasını sağladı.

Mondros Mütarekesi´nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918´de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918´de İstanbul´a gelip Harbiye Nezâreti´nde (Bakanlığında) göreve başladı. Mondros Mütarekesi´nden sonra İtilaf Devletleri´nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919´da Samsun´a çıktı.

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919´da Yunanlıların İzmir´i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ve düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923´te imzalanan Lozan Antlaşması´yla sonuçlandı.

Atatürk´ün Son Günleri

Atatürk´ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova´da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.
Dolmabahçe Sarayı´nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. Ölümü, bütün dünyada derin yankılar yaptı ve büyük üzüntü yarattı.

Naaşı, tahnit edilerek Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silâh arkadaşlarının nöbet tuttuğu tabut, üç gün süreyle milletin ziyaretine bırakıldı. Cenaze, daha sonra 20 Kasım 1938'de Ankara'ya getirildi. 21 Kasım 1938'de büyük törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine kondu. Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Çanakkale'de ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller törende bilhassa dikkati çekiyordu. 10 Kasım 1953'te naaşı Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrinden alınarak büyük bir törenle Anıtkabir'e nakledildi